Sayfalar

Mart 13, 2015




















Anlamsız konuşmalara bayılıyorum
Sonuna izm gelen her şey mi sıradan
Övgü bekleyen mütevazı bir soykırım
En büyük suç yalancı annelerin
Daha büyüğü veledine yabancı babaların
Bir kahve iskemlesinde çay renginde acı su
Miladından öncesine boğumlu kibirli insan
Kahveci sormuştu;
Bu kadar insan kaç antropik ilke eder?
Döner başlı bukalemunumsu organizmaya bak hele
Kendi cesazını Tanrı ile veriyor
Üzümcü babanın renkli sohbetleri
Halüsinasyon etkisinde mikroorganizmalar
Pusuda bekleyen yenik fikirler
Anlamsız konuşmalara ayılıyorum
Sahi dün günlerden neydi?




















Dans ediyorum hayallerimde.
Adım atmak için kesilmiyor nefesim.
Yağmurda koşuyorum sırılsıklam.
Gökyüzü kadın misali.
Tıpkı sen gibi.
Karlı, yağmurlu, güneşli.
Engelli koşu misali gülüşler!
Bugün uyanmasam olmaz mı?
Hayalimde özgürdüm anne!
 

ENDİŞE DURAĞI


 
 
Bu iyi bir şey mi bilmiyorum
Doktorlar travma sonrası gelişim diyor
Çocukların ölümüne alışmak
Ve yanmaması artık canın
Nasıl bir gelişim bilmiyorum!



















"Hiçbir şey yokmuş gibi
şairlik sevdası da neyin nesi"
diye fısıl fısıl bağırır
köşe kapmış aklın şizofrenisinde Hanks.
Sen bilmezsin
fısıltılardaki ölüm kokusunun
şiddetle burun yakan yanıklığını.
Fark etmediysen dile getireyim;
dar ağacındaki mutlu adamın
son dileği say bu sevdayı.

Bir şiirimsiyi zor kabullenir kimileri.
Ne sevdası, ne şiiri!
Hiçbir şeyin hiç bir önemi
kalmayacak birazdan.
Anlamadıysan dile getireyim;
Ölüyorum,
aklım gidiyor başımdan.